24 Ağustos 2011 Çarşamba

Bir İngiliz yazısı...

Nerden başlasam nasıl başlasam diye düşünürken bir bakiveriyorsun yazmaya başlamışsın bile..yine eteginde biriktirmissin bir avuç dolusu çakıl tasını...Londra ya ayak basar basmaz önce havası karşılıyor sizi..sonra da birden bakiveriyorsunuz ki siz aslında dunyanın başkentine gelmissiniz gibi ..İngiliz görmek pek mümkün olmuyor. Her ülkeden her çeşit insanın icinde siz de bı çeşit oluvermissiniz.aslında yasam denilen olgu her yerde aynı her insan bir sekilde yaşıyor ama şartlar tabiki farklı..enerji farklı.. bı yandanda iç ses hemen devreye giriyor ve ne yasarsan yasa ozdeslesmemen gerekli..çünkü her şey gelip geçici..geçici olanlarla özdeşleşmen sadece sana mutsuzluk getirir..dolayisyla herseyin geçici olduğunu bilip an' da kalmak herseye daha tat veriyor.yaşadığınız ani daha bir keyifle yasıyorsunuz sanki... Tekrar tekrar gördüğünüz big ben her seferinde daha bir farklı geliyor..insanların umursamazlığı yok canım dedirtiyor ilk günlerde sonra bı bakiveriyorsunuz ki evet öyle olmalı aslında..kime ne sana ne..herkes istediğini giyer istediğini konuşur istediği gibi yasar..bir ülkenin vatandaşı olmak demek o ülkede özgürlüğünün ülke kuralları veya mahalle baskısı tarafından kısıtlanması demek değil ki! Biz Türkiye de en çok mahalle baskısından muzdaripmisiz megersem ! Kim ne der! Kim ne derse der kime ne?...London da çabuk alisiveriorsunz o ozğurluk havasına..herkes istediği hayatı yaşıyor zenginle fakir farkı pek yok..mahalleler iç ice! Devlet her konuda vatandaşın yanında.sosyal devlet anlayışının ne demek olduğunu yasadikca anlıyorsunuz! Her sey oturmuş belli bı düzen var! Belediye kaldırım yapıyor ama pek anlamiyorsunz okadar sessiz ve düzen içindeler ki! Hemen karşılaştırma yapiveriyor insan ister istemez... bu kötü olana tu kaka demek değil de neden bizde de böyle değil sanki! Demek benim için...günler birbirini kovalrken eğlencenin, gençliğin,dinamizmin, evrensel olmanın,değerli olmanın,yasamın aslında zor da olmadıgının anliyabilceginiz bir ülke england.. gün biterken bir yenisi başlarken hiç bir gün bir digerini aynısı olmaycagini fisildiyor kulağınıza..yolda yürürken biri yanınıza yaklasip " çok güzelsin" dediğinde aa sapık mıdır nedir demeyip dönüp teşekkür edebilceginiz bı yer Londra..ve ayrılma günleri yaklaşırken biliyorsunuz hersey gelip geçici ve zaman beraberinde yeni başlangıçlari taşıyor..ne üzüntü ne de sevinç..biliyorsunuz ki zaman sizi yine Londra ya taşıyacak bir gün bir sekilde..;)