25 Eylül 2010 Cumartesi

KADIN,ERKEK VE AŞK

  Başından büyük bir aşk geçmemiş her kadın için bu bir eksikliktir; başından büyük bir aşk geçmiş her erkek için ise bu bir fazlalıktır. Erkeğin hayatında belki bir aşka yer vardır. Kadının ise aşkında belki bir hayata...
Erkekler deli gibi aşık olurlar, zamanla akıllanırlar. Kadınlar ise akıllı gibi aşık olurlar,zamanla delilirler.
Aşk,... kadını ve erkeği farklı etkiler. Aşık olan kadının gözünde başka hiçbir şeyin değeri kalmaz.
Aşık olan erkeğin gözünde ise her şey yeniden değerlenir. Çünkü aşık kadın "nasıl olsa bitecek"
sezgisi ile hareket eder. Aşık erkek ise "nasıl olsa sonsuza dek sürecek" yanılgısıyla... Aşık kadınlar
bu yüzden hep endişeli ve huzursuzdurlar; aşık erkekler ise melekler gibi dingin ve aptallar gibi bön.
Aşık olmak erkeğe yakışır. Kadına asla. Kadına yakışan sadece aşktır.Aşksız bir erkek kendini kölesiz bir efendi gibi hisseder, aşksız bir kadın ise efendisiz bir köle.
Kadın Ne İster?
Ne mi ister? Hepsini ister. Ve aynı anda. Peki erkekler ne ister? Hem sevgili karıları, hem deharemleri olsun isterler.Peki neden korkarlar? Hem karısız hem de haremsiz kalmaktan korkarlar.Kadın erkeğinin kendisine kul köle olmasını ister; olunca da ondan nefret eder. Erkek ise kadının kendisine köle olmasını istemez; olunca da onu sever. Bir erkek kadından bıktığı için onu terk eder; bir kadın ise erkeğinden sıkıldığı için. Arada çok önemli bir fark var. Bir erkek doyduğu için kadınından bıkar. Bir kadın ise doyamadığı için erkeğinden sıkılır.Erkek kadının fiziksel görüntüsüyle; kadın ise erkeğin şehvetiyle tahrik olur. Onun için kadınlar karşılarındakini anlarlar; erkekler ise sadece görünen dünyayı.
Kadın terk edildiği ve aldatıldığı zamanlarda, bir de boşanırken hiç tereddüt etmez. Kararlı, şuurlu ve son
derece akıllı biçimde bütün strateji ve nokta hücumu taktikleriyle delirir.
Delilik, kadınların aklıdır. Ve sadece bu özellikleri bile, onların erkeklerden daha üstün
kabul edilmeleri için yeterli bir sebeptir..Kadınlar, sezgileriyle her şeyi bilirler. Erkeklerise akıllarıyla hiçbir şeyi bilemezler.
   Kadınlar her şeyi görürler. Göremediklerini duyarlar.Duyamadıklarını ise sezerler. Dişilik yalnız algı kapılarını değil, bütün telepati, sezgi, altıncı his ve üçüncü göz kapılarını açan LSD, Mescaline, Psilosibin kadar güçlü bir iksirdir.Kadınların sezgileri o kadar olağanüstüdür ki,onları erkeklerden çok daha üstün saymamak için
hiçbir neden yok.Sezgi de neymiş mi dediniz? Aklın eli, kolu, gözü, kulağı ve burnudur. Aklın dürbünü, pusulası ve radarıdır. şahini ve tazısıdır. Kapanı, tuzağı ve oltasıdır. Sezgi en kurnazavcıdır. Sezgi olmasa ne bilim ne felsefe ne sanat olurdu.
Akıl mı? Akıl sezginin uşağıdır. O kadar..
  Sezgileri yerine bilgileri ile hareket eden bilgiç kadınlar kadar itici yaratıklar düşünemem. Akıllıları ve kültürlüleri ise itici değillerdir ama sıkıcı olurlar çoğu zaman. Kadına en çok yarayan ne akıl, ne bilgi, ne de kültürdür.
ince ve şuh bir zekadır...

14 Eylül 2010 Salı

Vanda Scaravelli - Awakening the Spine...

"We are always in a hurry, we run, we run, we run, in order to be able to do as many things as possible: to achieve, to become, to obtain. To run is a symptom of fear, to run after something, after somebody. We are slaves not only to others, but to ourselves, to our ideas, to our ambitions, to our projects, and even to our mental projections. This is a miserable attitude that life does not deserve.
The slave runs, but the king keeps quiet and remains still in his place." ~ Vanda Scaravelli

Enfes tatlı yolculuğum...

  Eve gelırsin canın sıkkındır , kafan karışıktır, sevgilin terketmiştir .vs kafanı kurcalayan bi ton şey arasında gözlerin birden odanın tam da ortasında bütün ihtişamıyla kendine yer etmiş olan küçük  kaseye takılır. O anda kalbinin çarpmasını dırek algılmaya başlarsın. Gördüğün şeyin seni mutlu ediceğinden eminsindir. Önce o renklı jelatinlerin hışırtısını duyarsın bir anda o güzel tada ulaşmanın cazibesi kaplamıştır bütün vücudunu .Heyacanla soyarsın hemen...Birden beklediğin an gelir ve parmaklarının arasına alırsın enfesss varlığı..havanın rehavetiyle yumuşamış olduğunu hissedersin.Hafifçe parmaklarını okşar. İşte en doyulmasss an  başlamıştır.. Ne can sıkıntısı ne kafa karışıklığı herşey geride kalır. O an sadece sen ve o...Gözlerini kapatıp ısırmaya başladığın an pırınc patlaklarını veya antep fıstıgının agzında cıtırdaması sanki aynı anda olur... arkadan o muazzam his gelir.... agzında dağılırken....Mutluluk :)))

7 Eylül 2010 Salı

Sevgi Yasası...

Sevgi her şeyin yapıtaşıdır. Sevgi en yüksek frekanslı enerjidir. Sevgi bilinçtir.



Sevgi “sen bana hayran ben sana kurban” duygusu değildir. Her şey sevgi enerjisiyle inşa edilir.

Sevgi Her Şeyin Bir Olduğu bilincidir. Bu hayatın gerçek kabulüdür. Sevgi bilincinin duygusu şükran duygusudur.

Sevgi ve kabul olmaksızın hi...çbir deneyimi tamamlayamayız. Bir şeyle savaştığımızda onu hayatımızdan atamayız.


Bir şeyi reddettiğimizde o hayatımıza yapışır. Sevgi, bilgelik ve iyileştirici güç aynı güçtür. Sağlık, para, ilişkiler… Hangi konuda savaşıyorsak o durumu iyileştiremeyiz. Her konuda iyileşmenin yolu (o konuyla savaşmak yerine) kabulleniş ve kucaklayıştan geçiyor.

Kanseri ve diğer ağır hastalıkları tümüyle yenen insanların ortak yönleri hastalıklarıyla savaşmak yerine hastalığın kendilerine öğrettiği derslerin değerini bilmeleri oluyor.

İlişkilerde sevilen kişi özgür bırakıldığında, sevgi gerçekse onu kaybetmiyoruz. Sevgiyi kaybetmemek için savaştığımızda ise kaybediyoruz.

Kaybedilen sevgi zaten sevgi değildir. Çünkü gerçek olanı asla kaybedemezsiniz.
 
Parasızlıktan ya da paranın yetmediğinden yakındığımız sürece, parasal durumumuzu iyileştiremeyiz.


Parasızlığa odaklandığımızda hayatımızda bu durumu tekrar tekrar yaratırız. Param yok, paramm yok dedikçe hayatımızda parayı yok ederiz.

Bir durumdan ancak sevgiyle ve kabullenişle tümüyle uzaklaşırız. Nefret ettiğimiz kişi, durum, olaydan asla kalıcı olarak özgürleşemeyiz.

Kendimizle ve başkalarıyla savaşmayı bıraktığımızda kendimizi özgür kılarız. Sevgi harika bir dönüştürücüdür.

Sevgi Yasası, Birlik Bilincini tanımak ve ayrılık illüzyonundan özgürleşmektir. Direnç bittiğinde, hayatımızda mucizelere tanık oluruz. Direnç doğal değildir. Hayatın yasalarıyla uyum içinde olmamaktır.

Bugüne kadar bir durumu kabullenemeden, ona direnç göstermeyi sürdürerek kalıcı olarak neyi değiştirebildiniz? Her gün zihninizden binlerce düşünce, öneri, fikir geçiyor. Binlerce veri gözlerinize ve kulaklarınıza görüntü ve ses olarak ulaşıyor. Tüm bu verilerin arasından ancak kendi görmek ve duymak istediklerinizi seçiyorsunuz.


Yani zihinsel kalıplarınıza uygun olanları algılıyor, diğerlerini reddediyorsunuz. Zihninizde hangi düşüncelere yer vereceğinizi, hangidüşüncelere yoğunlaşacağınızı, hangi düşüncelerle besleneceğinizi siz seçiyorsunuz.

Seçtiğiniz düşünceler, hayalinizde de canlılık kazandığında,yaşayan bir düşünce olarak zihninizin doğal bir parçası haline gelir. Böylece, bilinçaltınız onu doğurmaya ve ifade etmeye hazır hale gelir.

Sevgi, bu yasanın uygulanışıdır. Sevgi isteklerinizle bir olma duygusudur. Sevdiğiniz her ne ise ona sadık olmalısınız.

Amacınıza, idealinize sadık olmalısınız. Korku, şüphe, endişe ve sahte inançlarla flört etmeyi sürdürürseniz, sevdiğinize sadık olamazsınız. Sevgi, birlik bilincidir, bu bilincin doyumudur.

İmgeler, düzenli, sistematik olarak ve güvenle tekrarlandığı takdirde bilinçaltını “mıknatıslaştırır”. İmgeler bilinçaltının karanlığından, aydınlığa çekilir. Yani yaşam perdesinden görünür hale gelir.


Önemli bir kural hep aklınızda olsun: Karanlık odadaki filmi, hazır olmadan yanlış ışığa çıkarmayın. Yanlış ışık dediğimiz korkular, endişeler ve evhamlar, bu olumsuz duygular kapınızı çaldığında, hemen “iptal iptal” deyin, hemen güzel resminize yoğunlaşın: “Şu anda zihnimin karanlık odasında güzel bir resim oluşturuyorum.” Bu resmi hazzın, güvenin ve anlayışın ışığıyla banyo edin.


Ruhsal ve psikolojik bir yasayı uyguluyorsunuz. Zihninizdeki resmi karanlık bir odada doğru ışıkla banyo ettiğinizde, resmin baskısı da tani yaşamınızda ifade bulması da net olacaktır.



Unutmayın, önce net çekim (zihninizde net canlandırma), sonra doğru ışıkla banyo(güven, inanaç ve bilme duygusu), sonunda da resmin herkes tarafından görülebilecek baskı halinde ifade bulması. Harika bir resim!


Çekim Yasası, Nil Gün

Cesaretin bittiği yerde esaret başlar...

  Cesaretin bittiği yerde esaret başlar.Bir Hint masalina göre, kedi korkusundan devamli endise içinde yasayan birfare vardir. Büyücünün biri fareye acir ve onu bir kediye dönüstürür.Fare,kedi olmaktan son derece mutlu olacagi yerde bu kez de köpektenkorkmaya baslar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüstürür. Kaplan olanfare,sevinecegi y...erde avcidan korkmaya baslar. Büyücü bakar ki, neyaparsayapsin farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski halinedöndürür.Ve der ki,"Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüregi var.Oyüzden ben sana yardim edemem.



  Ünlü yazar Shakespeare, bu konuda söyle diyor:

   "insanlarin çogu kaybetmekten korktugu için sevmekten korkuyor..Düsünmekten korkuyor, sorumluluk getirecegi için.Konusmaktan korkuyor, elestirilmekten korkttugu için.Yaslanmaktan korkuyor, gençligin kiymetini bilmedigi için.Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir sey vermedigi için.Ve ölmekten korkuyor, aslinda yasamayi bilmedigi için."

6 Eylül 2010 Pazartesi

On this planet

On this planet, there is a



continent. On this continent, there is a country. In this country there is a


city. In this city, there is an area. In this area there are 500,000 homes. In


one home there is one person, This person thinks they are GOD!! Humility is the


key to move you from: Ignornace to Knowledge /False Pride to Humility /


False Ego to Real Ego / Death to Life/ Fear to Fearlessness / Misery to Bliss/and ofcourse: Temporary external love to Eternal real love

sevdiğim sözler ..DİKKAT!!!

   Men are like fine wine. They all start out like grapes, and it's our job to stomp on them and keep them in the dark until they mature into something you'd like to have dinner with. -- Anonymous




If you want to know what God thinks of money, just look at the people he gave it to. -- Dorothy Parker



If at first you don't succeed, destroy all evidence that you tried. -- Anonymous



24 hours in a day ... 24 beers in a case ... Is this a coincidence?



It's not that I'm afraid to die. I just don't want to be there when it happens.Woody ALLEN


I do benefits for all religions -- I'd hate to blow the hereafter on a technicality. -- Bob HOPE

5 Eylül 2010 Pazar

Toplum Baskısı

   Kimi zaman bana neden içinde her şeyin iyi olacağı ütopik bir ülkeyi, ütopya nit...eliğindeki bir dünyayı tasarımladığımı sordular. Yaşadığımız günlük dünyanın iğrençliği göz önünde tutulduğunda, bu soruyu yanıtlamak bir çelişkiye yol açabilir.Çünkü bizler, günümüzde gerçekte hiçbir şeye sahip değiliz.


   İnsan ancak maddi şeylerin ötesinde bir şeylere sahipse zengindir. Ve ben bu materyalizme, bu tüketim toplumuna, bu kapitalizme, burada cereyan eden bu korkunçluğa, sırtımızdan yaşamaya hakları olmayan bu insanların zenginleşmesine inanmıyorum.


    Gerçekte inandığım bir şey var ve ben buna 'bir gün gelecek' diyorum. Ve özlemini çektiğim şey, bir gün gelecek.Evet belki de gelmeyecek çünkü onu hep yıktılar, binlerce yıldır yıktılar. Gelmeyecek, ama yine de inanıyorum geleceğine. Çünkü eğer inanmazsam, artık yazamam...
                                                                                                                         *İngeborg Bachmann

Maksim Gork

      Her sabah nereye gittiğini bilmeden bir işe giden, her akşam nereden çıktığını bilmeden bir işten çıkan, sevmediği hayatı yaşayan, sevmediği işi yapan, sevmediği kişilerle yaşayan, kalabalıklar yüzünden yaşamaya karşı ne bir sevgi, ne de bir sevgisizlik işareti olmadan gelip geçen, her akşam evinin dört duvarı arasına sanki bir mezara... girermiş gibi giren, gecelerini bir sıkıntı yorganının altında yalnız ya da yanındaki yabancı gövdeyle geçiren bütün ölü kentlerin, ölü doğmuş çocukları !



    Size bu ölü yaşamı hazırlayan "sermaye sahibi egemen sınıftır", bu acımasız oyunun varlığı siz izin verdiğiniz sürece sürecektir.

Pablo Neruda’nın

Yavaş yavaş ölürler Seyahat etmeyenler,
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar,Müzik dinlemeyenler,Vicdanlarında hoş görmeyi barındıramayanlar.
...........
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değistirme riskine bile girmeyenler,
veya bir yabancı ile konuşmayanlar...

Tavsiye ettiğim kitaplar :)))

1- Bir şey Değişir Her Şey Değişir(Mustafa Kartal)

2-Yüz Yogası (Annelisa Hagen)

3-Nefesten Başka Nefes Yoktur.(Jonas Slaats)

4-Ego (Osho)

5-Yoga (Osho)

6- Bhagavad-Gıta ( Maharashı Mahesh Yogı) - suan bu kıtabı okuyorum.-

7- Kazanan Yalnızdır. (Pulho Chelho)

8- Su Hasta Değil, Susuzsunuz (F.Batmanghelidj)

9-Meditasyon (Osho)

10- Yoga ve Sağlık (dergi ) 

go vejeterıan :)

Bu tariflerr çokk lezzetliii :))

Karayip Barbekü Sosu :

malzemeler: 1 tatlı kaşığı bitkisel yağ,1 orta boy soğan(ince doğranmış) 1 su bardağı domates suyu, yaım fincan nar ekşisi,1/3 bardak esmer şeker, 1 tutam acı biber

Yapılışı: Bitkisel yağ ve soğanı bir tavada haifiçe pişirin.Domates sosunu ilave edip 1-2 dakıka ateşte pişirin. Üzerine nar ekşisiesmer şeker, acı sosu ekleyip ıyıce karıstırın. En son bıras kekık ekleyıp ızgarada kozledıgınız sebzelerle kullanabılırsın. afıyet olsunnnn sımdıden :))



Massala Çay (Baharatlı Çay) :

Malzemeler:




- 5 kakule çekirdeği

- 1/2 yemek kaşığı zencefil

- 1 tatlı kaşığı tarçın (ben küçük bir parça kabuk tarçın kullandım)

- 5 öğütülmemiş karabiber tanesi

- 6 kahve kaşığı şeker*

- 2 karanfil

- 4 kahve kaşığı siyah çay

- 40 cl süt (2 çay fincanı)

- 40 cl su (2 çay fincanı)

* Bu ölçü çayı tatlı sevenler için! Şekeri doğrudan suya değil, sonra isteğe bağlı olarak fincanınıza ekleyebilirsiniz -ben öyle yaptım-


Yapılışı:




1. Uygun bir demliğe suyla birlikte tüm baharatları koyun, ocakta kaynama noktasına gelinceye kadar ısıtın.



2. Kaynayınca hemen altını söndürün ve çayı ekleyin. Yaklaşık 3 dk demlenmeye bırakın. İsteğe göre bu süre uzatılıp daha demli çay elde edilebilirmiş ama ben fazla bekletmedim. Sonra da ikinci fincanı daha çok sevince biraz fazla demlenmesinde yarar olduğunu düşündüm.



3. Ayrı bir kapta sütü ısıtın. Fincanlara sütü ve süzülmüş olarak çayı paylaştırın.



Yanında bir dilim baharatlı kekiniz var mı? :))))

ENERJİ

 
   Egosu yüksek insanlar eleştirileriyle, tüm yaratıcı, idealist ve pozitif insanların enerjilerini emerler, önce onlarla savaşmaya kalkarsınız her bir eleştiri okunu yakalamaya çalışırsınız, hayat bana bir atasözünü hatırlattı "söz gümüşse sükut altındır".En iyisi sessiz kalmak, sizi sevmeyen insanları ignore etmek, sevenlerle yaşamak..

Bhagavad -Gıta

Merak edenler için:

  Vedalar insana kurtuluş yolunu gösteren ve ona en yüce başarıya ulaşma imkanı veren ebedi bilgeliğin feneridir.Dünyanın uzun tarihinde yaşamın ideal düzeninin önce unutulup sonra insanoğluna yeniden kazandırılğı nice dönemler görülmüştür.O dönemlerde Efendi Krişna geldi.Yalnızca aşkın varlık ile kurulan doğrudan ilişkinin yaşamın her yönüne bütünlük kazandırabilceğini yeniden ortaya koydu.Yaşamın temel gerçeğinin mutlak varlık olduğunu gün ışığına çıkardı. İşte bu varlık,düşünme ve yapma felsefesi bütünleşmiş bir yaşamın gerçek felsefesidir. Bu felsefe kişiye üstlendiği herşeyde başarıya götürmekle kalmaz ,aynı zamanda onu eylemin bağlayıcılığından da kurtararak her düzeyde doyum getirir. Bhagad gıta da efendı krişna tarafından arcuna'ya verilen ebedi gerçeğin öğretisidir...

dvm edicek...