3 Eylül 2011 Cumartesi

İç sesler düellosu...

İçimden bı ses bu ara "Dur ne yapıyorsun?iki dakika rahat edemicekmiyiz!" diye fisildayip duruyor..Ama onu takan kim! Ben yine her zamanki gibi oraya buraya sürekli bir girişim tavrı icinde sonunu düşünen Kahraman olamaz edasıyla zipliyorum..Asıl mesele zıpladiktan sonra başlıyor. Aslında isler oyle sandığım kadar kolay degil.yani en azından belki de ben o şanslı insanlardan değilim..her ısı kolay sekilde yürüyen.ben emek göstermezsem olmaz hiç bir seferinde.ama emeginin sonucunu almak ta ayrı bir keyif olur her seferinde ya onu da bilirim..yaz yeni bitirken önümüzdeki yazın planlarını yapıyordum oysaki keyifli keyifli koltuğumda tembellik yaparken sonra kendimi birden is gorusmelerinn icinde buluverdim.. İnsanlarla konuşurken bı ben var ama aslında o ben baska bı ben! Çalışkan,sabırlı, azimli biri konuşuyor o zamanlarda.. Sonra düşününce yahu ben bunları ne ara nasıl söyledim diyorum! Yani o kısımda biraz isler karışık..Su an bu yazı büyük ihtimalle , iki dakika rahat durmuyorsun! diyen Tuğba'nin iç dokuşu..boyle hep dinlence modunda, Ağustos böceği gibi geçirmek ne güzel olurdu koca bir kışı.. Diğer İc ses ayaklandı yine ve aynen sunu söylüyor simdi, ' kalk hadi artık, cok ısımız var!"...peki peki....