7 Eylül 2010 Salı

Sevgi Yasası...

Sevgi her şeyin yapıtaşıdır. Sevgi en yüksek frekanslı enerjidir. Sevgi bilinçtir.



Sevgi “sen bana hayran ben sana kurban” duygusu değildir. Her şey sevgi enerjisiyle inşa edilir.

Sevgi Her Şeyin Bir Olduğu bilincidir. Bu hayatın gerçek kabulüdür. Sevgi bilincinin duygusu şükran duygusudur.

Sevgi ve kabul olmaksızın hi...çbir deneyimi tamamlayamayız. Bir şeyle savaştığımızda onu hayatımızdan atamayız.


Bir şeyi reddettiğimizde o hayatımıza yapışır. Sevgi, bilgelik ve iyileştirici güç aynı güçtür. Sağlık, para, ilişkiler… Hangi konuda savaşıyorsak o durumu iyileştiremeyiz. Her konuda iyileşmenin yolu (o konuyla savaşmak yerine) kabulleniş ve kucaklayıştan geçiyor.

Kanseri ve diğer ağır hastalıkları tümüyle yenen insanların ortak yönleri hastalıklarıyla savaşmak yerine hastalığın kendilerine öğrettiği derslerin değerini bilmeleri oluyor.

İlişkilerde sevilen kişi özgür bırakıldığında, sevgi gerçekse onu kaybetmiyoruz. Sevgiyi kaybetmemek için savaştığımızda ise kaybediyoruz.

Kaybedilen sevgi zaten sevgi değildir. Çünkü gerçek olanı asla kaybedemezsiniz.
 
Parasızlıktan ya da paranın yetmediğinden yakındığımız sürece, parasal durumumuzu iyileştiremeyiz.


Parasızlığa odaklandığımızda hayatımızda bu durumu tekrar tekrar yaratırız. Param yok, paramm yok dedikçe hayatımızda parayı yok ederiz.

Bir durumdan ancak sevgiyle ve kabullenişle tümüyle uzaklaşırız. Nefret ettiğimiz kişi, durum, olaydan asla kalıcı olarak özgürleşemeyiz.

Kendimizle ve başkalarıyla savaşmayı bıraktığımızda kendimizi özgür kılarız. Sevgi harika bir dönüştürücüdür.

Sevgi Yasası, Birlik Bilincini tanımak ve ayrılık illüzyonundan özgürleşmektir. Direnç bittiğinde, hayatımızda mucizelere tanık oluruz. Direnç doğal değildir. Hayatın yasalarıyla uyum içinde olmamaktır.

Bugüne kadar bir durumu kabullenemeden, ona direnç göstermeyi sürdürerek kalıcı olarak neyi değiştirebildiniz? Her gün zihninizden binlerce düşünce, öneri, fikir geçiyor. Binlerce veri gözlerinize ve kulaklarınıza görüntü ve ses olarak ulaşıyor. Tüm bu verilerin arasından ancak kendi görmek ve duymak istediklerinizi seçiyorsunuz.


Yani zihinsel kalıplarınıza uygun olanları algılıyor, diğerlerini reddediyorsunuz. Zihninizde hangi düşüncelere yer vereceğinizi, hangidüşüncelere yoğunlaşacağınızı, hangi düşüncelerle besleneceğinizi siz seçiyorsunuz.

Seçtiğiniz düşünceler, hayalinizde de canlılık kazandığında,yaşayan bir düşünce olarak zihninizin doğal bir parçası haline gelir. Böylece, bilinçaltınız onu doğurmaya ve ifade etmeye hazır hale gelir.

Sevgi, bu yasanın uygulanışıdır. Sevgi isteklerinizle bir olma duygusudur. Sevdiğiniz her ne ise ona sadık olmalısınız.

Amacınıza, idealinize sadık olmalısınız. Korku, şüphe, endişe ve sahte inançlarla flört etmeyi sürdürürseniz, sevdiğinize sadık olamazsınız. Sevgi, birlik bilincidir, bu bilincin doyumudur.

İmgeler, düzenli, sistematik olarak ve güvenle tekrarlandığı takdirde bilinçaltını “mıknatıslaştırır”. İmgeler bilinçaltının karanlığından, aydınlığa çekilir. Yani yaşam perdesinden görünür hale gelir.


Önemli bir kural hep aklınızda olsun: Karanlık odadaki filmi, hazır olmadan yanlış ışığa çıkarmayın. Yanlış ışık dediğimiz korkular, endişeler ve evhamlar, bu olumsuz duygular kapınızı çaldığında, hemen “iptal iptal” deyin, hemen güzel resminize yoğunlaşın: “Şu anda zihnimin karanlık odasında güzel bir resim oluşturuyorum.” Bu resmi hazzın, güvenin ve anlayışın ışığıyla banyo edin.


Ruhsal ve psikolojik bir yasayı uyguluyorsunuz. Zihninizdeki resmi karanlık bir odada doğru ışıkla banyo ettiğinizde, resmin baskısı da tani yaşamınızda ifade bulması da net olacaktır.



Unutmayın, önce net çekim (zihninizde net canlandırma), sonra doğru ışıkla banyo(güven, inanaç ve bilme duygusu), sonunda da resmin herkes tarafından görülebilecek baskı halinde ifade bulması. Harika bir resim!


Çekim Yasası, Nil Gün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder